Bir yerden tanıdık geliyor
<p>Mustafa Berk Erdal kaleme aldı..<br /> <br /> 2016 yılının Temmuz ayında yaşadığımız meşum hadisenin ardından, ekonomide durgunluğun önüne geçmek yönetim bir dizi kararlar açıklamıştı. Bunlardan en önemlisi de hepimizin bildiği kredilere devlet kefaleti veren 200 Milyar TL’lik Kredi Garanti Fonu olmuştu. KGF paketinin ardından kredi rakamları patlamış, 3. Çeyrekte küçülme yaşayan Türkiye kısa süre içerisinde büyümede yeniden %5 seviyesinin üzerine çıkmıştı. Ekonomide alışık olduğumuz döngü üzerine üretime dönüşmeyen likidite, artan talep üzerinden enflasyon olarak karşımıza çıktı. Talep yönlü enflasyon ile mücadelede ise günümüzdeki sistemin en bilinen cevabı faiz artırımıydı. Ancak o dönemde TCMB değişik bir şey denedi. Piyasayı fonlamakta kullandığı -politika faizi olarak da bilinen- oran üzerinden haftalık repo ihaleleri açmamaya başladı. TCMB kendisinden para isteyen bankalara, politika faizinden daha yüksek maliyetli ve normalde bankalar tarafından açıklarını kapatmak için geçici olarak kullanılan kanalları adres gösterdi. Burada da durmadı gecelik borçlanma kanalını da kapatarak tüm fonlamasını alışılmadık bir şekilde GLP (Geç Likidite Penceresi) üzerinden gerçekleştirmeye başladı. Geçici gibi görünen bu durum 2018 Haziran ayındaki faiz artışına kadar devam etti. Yani 1.5 sene boyunca faiz artırmadan faiz artırmış olduk.</p>